Botanitopya Kayıt Arşivi
Podcast kanalları ve üyeliği hakkında daha detaylı bilgi almak için tıklayın.
Geçen hafta Cizvit papazların Çin’den Avrupa topraklarına taşıdığı bitkilerden bahsetmiştim; bugün yine Çin’de dolaşmaya devam edip onların çiçek kültürüne derinliğine bakıp daha sonra en çok öne çıkan “dört beyefendi çiçek”, bambu, orkide, erik çiçeği ve krizantemden konuşalım…

Bambu, orkide, erik çiçeği ve krizantem
Çin doğası, bitki ve hayvanlarıyla en zengin ülkelerin başında geliyor ve binlerce yıllık kültürlerinde doğadaki her şey, -Avrupa etkisine girmeden önce- anlam dünyalarıyla da iç içe... Eski Çin edebiyatında, klasik şiirlerinde çiçekleri güzellik metaforu olarak kullanmışlar. Matteo Ricci'nin başını çektiği, botanikçi de olan Cizvit papazlar Katolik öğretisini Çin'e uydurmakla kalmayıp kendilerini de Çin'e uydurmuş, onlar gibi giyinip konuşmaya, Konfüçyüs'ü hatmedip kısa sürede toplumun parçası olmaya başlamışlar ve elbette bol bitki de toplamışlar...

Cizvit misyonerlerin Çin’den Avrupa'ya taşıdığı bitkiler
Emily Dickinson’un çocukluk yıllarında beri oluşturduğu herbaryumu, bilim ve şiirin buluştuğu nadir eserlerden biri sayılıyor. Botanikle erken yaşta tanışmış; yaşamı boyunca bahçecilik -bahçıvanlık bilgisini geliştirmekle uğraşmış ve bu, ömür boyu süren ve şiirle iç içe geçen bir bağlılığa dönüşmüş.

Şair Emily Dickinson
Dünyanın en pahalı baharatı; altın kadar değerli, safran çiçeğinden bahsedeceğiz. Kleopatra’nın güzellik sırrı ve Büyük İskender’in savaş yaralarını iyileştiren bir çiçek...

Safran çiçeği
17. yüzyıl sonu ve 18. yüzyıla uzanıp, Joseph Piton de Tournefort’un seyahatnamesinde Türkiye florasına, botanik tarihine ışık tutan neler var, ona bakacağız.

17. yüzyılda Türkiye florası
"Darwin'in En Güzel Bitkiler" kitabı, müthiş bir deha ve onun "aşkla" bağlandığı bitkiler: Doç. Dr. Mehmet Bona ile söyleşi.

"Darwin'in En Güzel Bitkiler" kitabı
Kentsel tasarım, politika, toplum, insan ve doğa ilişkileri üzerine çalışan Sera Tolgay ile Adalar bitki örtüsünün envanteri, haritalama çalışmaları ve "yurttaş bilgin" kavramı üzerine konuştuk.

Adalar bitki örtüsü
“Çiçeklerin Raphael’i” olarak anılan, Pierre-Joseph Redouté’un hikayesi var bu programda. Josephine Bonaparte’ın sadık ressamı; Malmaison bahçesindeki bütün gülleri, şakayıkları; bitki kaşiflerinin Paris bahçelerine taşıdığı neredeyse bütün gösterişli, nadir ve egzotik bitkileri çizmiş, kayda düşmüş.

Efsanevi bitki ressamı Pierre-Joseph Redouté
Gelincik ve haşhaşın -biraz da hüzünlü- hikayeleri, “şifa ve zarar dengesi” üzerine düşündürüyor. Acılarımızı ve ağrılarımızı dindiren bu şifalı bitkiler; yanlış insanların ellerinde dünyanın en “ölümcül” dertlerinden birine dönüşmüş durumda...

Gelincik ve haşhaş: Şifalı mı, yoksa ölümcül mü?
Dünyayı değiştirmiş; daha doğrusu neyi nasıl yediğimizi kökünden değiştirmiş ve yıllarca sebze muamelesi görmüş bir meyveyi anlatacağım size… Tahmin etmişsinizdir elbette; domatesten konuşacağız...

Azteklerin “altın elma”sı domates